Salivary Glands Surgery

 

SALIVARY GLAND  DISEASES
Salivary Glands

There are two groups of salivary glands, major and minor, in our body. Major salivary glands are parotid gland, submandibular gland, sublingual gland. Apart from these, there are a large number of minor salivary glands spread all over the mouth and throat. The salivary gland’s main task is to produce saliva. The saliva produced is moisturizing the mouth and throat, is effective in defending against microbes and helps digestion. The saliva produces about 1.5 liters of saliva per day.

Inflammation of Salivary gland (Sialoadenitis)
Salivary glands may be infected by viruses and bacteria. Viruses are the most common cause of mumps virus and are seen mostly in children, especially parotid glands. The swollen salivary gland rapidly develops painful swelling and redness. Pain medications and antiinflammatory drugs are used to treat viral salivary gland inflammation. Antibiotics are also used in addition to bacterial inflammation. The patient is offered plenty of water. Surgical removal of the salivary gland may be necessary for chronic (inflammatory) infections, which often recur and cause permanent damage to the salivary glands.

 

Stones in Salivary Glands (Sialolithiazis)
Sialolithiasis may develop due to reduced saliva flow and condensation, salivary duct damage, or calcium salts. The stones can be found in the gland or in the channel where the gland is secreted and cause clogging of the saliva flow. The glandular stones usually appear in the lower jaw (80-90%) salivary gland, less frequently in the ears (10-15%) and very rarely in the dorsal and minor glands . Ultrasonography is a suitable method for detecting salivary gland stones. Sometimes evaluation with computerized tomography may be necessary. Untreated, stones can sometimes fall off spontaneously through the channel of the salivary gland. Sometimes it is necessary to surgically remove minor interventions made on the canal. In recent years, endoscopically, salivary gland stones can be intervened. However, the salivary gland needs to be surgically removed in the treatment of large, deeply placed stones that can not be removed.

 

Salivary gland tumors
Most salivary gland tumors are found in the parotid gland and others in the submandibular, sublingual and minor salivary glands, respectively. In the diagnosis of salivary gland tumors, various benign or malignant imaging modalities (such as ultrasound, computed tomography, magnetic resonance imaging) are used. In addition, a needle biopsy must be performed on the saliva gland. According to imaging methods and biopsy report, it is determined how treatment will be applied to the patient.

Benign tumors usually manifest themselves in the form of painless swelling that gradually grows over the years in the salivary gland. Surgery is the treatment of salivary gland tumors found to be benign. Benign tumors do not require additional treatment after surgery. In malignant tumors, rapid growth, pain, color change and facial paralysis may occur. The primary treatment for malignant tumors is the surgeon. In addition to surgery, radiotherapy and chemotherapy may be needed for malignant tumors.

The most important risk in the surgical treatment of Preauricular tumors is the risk of developing facial paralysis as the facial nerve passes through the salivary gland. The most important risk in submandibular salivary gland surgery is the partial facial paralysis at the lip corner due to the deterioration of the function of the branch to the lip of the facial nerve. The risk of surgery will increase as the mass grows in salivary gland tumors. In benign tumors, it is suggested that surgery should be done without enlargement when the tumor is small.

.

 

TÜKÜRÜK BEZİ HASTALIKLARI

Tükürük Bezleri

Vücudumuzda major ve minör olmak üzere iki grup tükürük bezi bulunur.Major tükrük bezleri kulak önü (parotis bezi), çene altı(submandibuler bez), dil altı (sublingual bez) bezlerdir. Bunların haricinde tüm ağız içi ve boğazımıza yayılmış çok sayıda minör tükürük bezi bulunur. Tükürük bezlerinin asıl görevi tükürük üretmektir. Üretilen tükürük ağızı ve boğazı nemlendirir, mikroplara karşı savunmada etkilidir ve sindirime yardımcı olur.Tükürükbezleri günlük yaklaşık 1,5 litre tükürük üretirler.

Tükürük  Bezi İltihapları (siyaloadenit)

Tükürük bezleri virüslere ve bakterilere bağlı enfekte olabilir. Virüsler içinde en sık kabakulak virüsü neden olur ve daha çok çocuklarda görülür ve özellikle parotis bezi tutulur. İltihaplanan tükürük bezinde hızlı gelişen ağrılı şişlik ve kızarıklık görülür. Viral tükürük bezi iltihaplarının tedavisinde ağrı kesiciler ve antiinflamatuar ilaçlar kullanılır. Bakterilere bağlı gelişen iltihaplanmalarda ilaveten antibiyotik de kullanılır. Hastalara bol su içmeleri önerilir. Sık sık tekrarlayan ve tükürük bezlerinde kalıcı hasar veren kronikleşen ( müzmin) iltihaplarda cerrahi olarak tükürük bezinin çıkarılması gerekebilir.

Tükürük Bezi Taşları (Sialolithiazis)

Tükürük akışında azalma ve kıvamında yoğunlaşma, tükürük kanalında hasar veya kalsiyum tuzlarında çökme gibi nedenlerle tükürük taşları gelişebilir. Taşlar, bez içinde veya bezin salgı yaptığı kanal içinde bulunabilir ve tükürük akımında tıkanmaya neden olurlar. Bu durumda yemek sırasında salgı arttığı için bezlerde büyüme ve genellikle ağrı olur.Tükürük bezi taşları genellikle  çene altı (%80-90) tükürük bezinde, daha az sıklıkta oranında kulak önü  (% 10-15) ve çok nadir olarak dilaltı ve minör bezlerde görülür. Ultrasonografi tükürük bezi taşlarının tesbitinde uygun bir yöntemdir. Bazen bilgisayarlı tomografi ile de değerlendirme gerekebilir. Tedaviye gerek kalmadan taşlar bazen tükrük bezinin kanalından kendiliğinden düşebilir. Bazen de kanala yapılan ufak müdahalelerle cerrahi olarak çıkartmak gerekir. Son yıllarda endoskopik olarak tükrük bezi taşlarına müdahale edilebilmektedir. Bununla birlikte çıkartılamayacak kadar büyük ve derin yerleşimli taşların tedavisinde tükürük bezinin cerrahi  olarak çıkarılması gerekir.

Tükürük Bezi Tümörleri

Tükürük bezi tümörlerinin çoğu parotis  bezinde, diğerleri sırasıyla submandibuler, sublingual ve minör tükürük bezlerinde görülür. Tükürük bezi tümörlerinin tanısında ister iyi  huylu olsun ister kötü huylu çeşitli  görüntüleme yöntemleri (ultrason ,bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme gibi) kullanılınır. İlaveten tükürük bezindeki kitleden iğne biyopsisi yapı
lması gerekir. Görüntüleme yöntemleri ve biyopsi raporuna göre hastaya nasıl bir tedavi uygulanacağı belirlenir.

İyi huylu tümörler genellikle yıllar içerisinde  tükürük bezi içinde yavaş yavaş büyüyerek ele gelebilen ağrısız şişlik şeklinde kendilerini belli ederler. İyi huylu olduğu tesbit edilen tükürük bezi tümörlerinin tedavisi cerrahidir. İyi huylu tümörlerde cerrahi sonrası ek tedavi gerekmez. Kötü huylu tümörlerde hızlı büyüme, ağrı, ciltte renk değişikliği ve yüz felci görülebilir. Kötü huylu tümörlerin birincil tedavisi cerrahidir. Cerrahiye ilave olarak kötü huylu tümörlerde radyoterapi ve kemoterapi de gerekebilir.

Kulakönü bezi tümörlerinin cerrahi tedavisinde en önemli risk, yüz siniri tükürük bezinin içinden geçtiği için, yüz felci gelişmesi riskidir. Submandibüler tükürük bezi ameliyatlarında da en önemli risk yüz sinirinin dudak köşesine giden dalının fonksiyonunun bozulmasına bağlı dudak köşesinde kısmi yüz felcidir. Tükürük bezi tümörlerinde kitle büyüdükçe ameliyatın riskleri de artacaktır. İyi huylu tümörlerde hastalara tümör küçükken  daha fazla büyümeden ameliyat olmaları önerilir.

.